Vahiy sorununa bir çözüm geçmişte verilmiş sözü, ilk verilmiş sözü canlı tutarak, verilmiş söze yüzünü, aklını, kalbini dönerek, ondan yola çıkarak sözü yolunda tutma stratejisi. Ancak toplumsal interaksiyonu, yani sosyalleşme ve sosyalleşme içinde bireysellik ve kişisellik kazanma olgusunu gözardı etmeye yol açacak bir şekilde başvurulması halinde transcendental, aşkın egoya yol açma, yol verme durumunda kalınabilir. İlginç, verimli, entellektüel bir strateji ama toplumu ve insanın toplumsallığını, dünyalılığını, dünyadalığını, faniliğini, sınırlılığıını gözardı etmeden düşünülebilmeli.
Mevlana Mesnevide çocukların oyun oynayarak akıl geliştirdiklerini söyler. Sosyalpsikolojinin verilerine, sosyalinteraksiyoncu kişilik gelişimi teorilerine (özellikle Herbert Mead) açıktır duruşu. Toplumsuzluğu defalarca, değişik anlamlarda yerer. Başka bir yalnızlığı, halvet düşüncesini yeniden yeniden değerlendirir, anlamlandırır. Bunu sürekli yinelenen Kuyudaki Yusuf temasıyla açımlar, besler.
Mevlananın kişilik ve bireysellik üzerine düşündüğünü anlıyoruz. Önceleri kişiselliği görüyor, bireyselliği nerede ifade ettiğini anlamaya çalışıyorduk. Bugün daha çok şey söyleyebilmemiz mümkün. (Ayrıntılara zamanla gireceğiz).
Mevlana akış içinde yorumdan, anlamadan bahsediyor. Değişen ve aynı kalan şey Bergsonda ya da başkalarında aranmamalı. Mesnevide var.
Dinamik, diyalektik bir tarih ve toplum anlayışı olan eylemeyi ve ameli bir praksis olarak, praksis içindelik gören, adeta fronesisin son kavranılışının o zamandan farkında olan ("yeni bir şey söylemek lazım", yeni bir şeyi eskinin bitmesi anlamında değil, söylemenin karakteri olarak görmesi, yani bir kereliğine tüm zamanlar için konuşmasını insanın reddetmesi söz konusu Mevlananın) bir düşünür, bilgin, sufi, insan Mevlana.
Bir sorunu çözerken başka bir soruna yol açmamayı hedefliyor çoğu kez. Onun düşüncesini artık yakalayabilecek bir olgunlukta mıyız, göreceğiz. Üzerine düşüneceğiz.
Oyun konusunda bizi eleştirmek için takip eden okura Huizingayı, Wittgenstein'i ve Özellikle Herbert Mead'i salık verelim. Oğuz Atay'a da dikkat edilmeli. Herbert Mead ve intersubjektivite sorununun kapsamlı bir analizi için Habermas'ın İletişimsel Eylem Teorisinin ikinci cildinin ilk 150 sayfasını salık veriyorum. Bu yüz elli sayfa bir kaç ayda okunacak bir yüz elli sayfadır. Kohlberg, Piaget ve Gilligan'ın itirazlarına da dikkat edilmelidir. Freud'un ego, id, suoerego tartışmasına da dikkat.
Aşkın Egoyu ileride daha fazla açmaya değerlendirmeye, ona giden yolun gerekçelerini, yolaçtığı komplikasyonları sunmaya çalışacağız. Efendim. Bu yazdıklarımız sadece hatırlama notlarıdır. Ömrümüz kifayet etmezse, hakikate yüzünü dönmekten korkmayanlara geliştirmeleri için bırakılmış bir mirastır, vasiyettir. Yükümüz, yükümlülüğümüzün bir kısmıı budur, sözümüzü adresine ulaştır ey hakikatli okuyucu, bizi de eleştirmeyi ihmal etme. Kendin düşün.