26 Haziran 2011 Pazar

Birbaşınalık

Her kuyu bir Yusuf büyütmez! Her kuyuda Yusuf arama!

Her Yusuf’unsa başına gelecek var!

Kuyuya düşmek için başkalarına ihtiyacın yok. Kendin atlamadıysan, itilişin bir hikâyesi olur. Kendin atladıysan, kuyunu belki bulan bile olmaz.

Kaybolanın hikayesi de olmaz.

Kuyudan çeken el itmiş el ise pişman bir eldir. Çektiği el pişman da olabilir, pişmanlıktan pişman da. Kendisi de, kendisini unutmuş birisi de.

”İnci çıkaracaksan derine dalacaksın”: Derinlerde düşünce de kendisini unutur. Zamanı unutmuş bir zamandalık kuyudan çıktığında yerle yeksan olmaz.

Yalnızlığı tadacaksan, sana bir elin uzanmasını beklemeyeceksin. Beklemeden dalacaksın kendine.

Sana ihtiyacı olan, seni kuyundan alır çıkarır. Adını çağırmalarına iltifat etme.

Çığlıklarını duyacakları duymaya niyetin yokken nefesini tüketme.

Beklemeyi unut. Beklenmediğini unut.

Beklenen kendi başına kalamaz.

Beklentisiz kal ki, zamanla işin kalmasın.

Kuyudan çıktığında sadece gelecekleri insanların, göreceğin.



Dinler gibi yaptıklarında, hikâyeni anlatır gibi yaparsın.