6 Ağustos 2013 Salı

Söylenen Boş, Arifler Sahtekâr, Meclis Şen Değil!

Başka bir şey mi bekliyordun Ey Sesini Arayan?
İrem Bahçelerine kızdın durdun.
Dünyada cennetini kurma nafile de gelse hoş bir çaba idi.
Bu dünyada cehennemi kurmaya kalkışanları, yakanları, yıkanları, tutuşturanları gördükten sonra anlaşılır oldu ütopya, umut, iyimserlik.
Naif olmayan karamsardır, öyle mi?
Direnişin etiği, estetiği var da neş'esi yok öyle mi?

Kapısını çalıp buyur edilebileceğimiz bir meclis yok belki. Eskiden var mı idi? Yüzümüzü ağartmış faziletli insanlar hiç bir yere buyur edilmezler idi, en iyi günlerimizde de. Meclisini yanında götürüyorsan, içeri alınıp alınmamaları senin ufalanmayı, rendelenmeyi, törpülenmeyi göze alıp almamandan ibaret.

Bayram geldi neşen yok. Sevgili geldi düğün heyecanı yok. Burukluk, ait olmayış bir yokluk ya da eksiklik olarak varolan meclisin keşfediliş heyecanıdır da.

O meclis muhayyelede de olsa hayalî bir kıtada değil. Minderleri, iskemleleri boş kalmış bir meclis o: Herkesin işi var, herkes bir yerlerde.

Aşıklar meclisi boş ancak ıssız değil. Çığlıklar, kahkahalar, göz yaşları titreşiyor gök kubbemizde, rahmet evimizde.

İnsanlığı uyanık tutuyoruz, uyuyanların sırtlarını örtüyoruz. Bin bir uzaklıkta. Gecenin bu saatinde.

İnsan sikkenin, kavuğun, cübbenin, saçın sakalın altında aranmaz. Bir eksiklik olarak, yeri doldurulamaz bir eksiklik olarak mevcuttur özlenen insan.