11 Ağustos 2009 Salı

Nasıl Semazen Olunur?

"Nasıl İnsan Olunur?" diye bir soru sorsam, nasıl cevap verirsiniz?

İnsan, düşe kalka insan olur, cevabını alsa da, bulsa da, arasa da, aramasa da.

Oluştan, olgunlaşmadan kopmuş bir semazenlik, gösteri semazenliği olur diye düşünmemizde büyük sakıncalar yok. Ancak, hakikatlilikle yapılmış her şey bizi gerçekliğimizin hakikatine pişirir de, bunu unutmadan.

Önce hayatı, hayatımızı, insanı, insanlığımızı ciddiye almamız, bildiklerimizi ezberden çıkarıp, yanılsamasızlığın yanılabilirliğine taşımamız lazım. Yani, ezberi, tekrarı bırakıp ezberlediğimiz şeylerin hakikatine yönelmemiz lazım. Olmak, oluşmak, birlikte oluş içinde.

"Yeni şey söylemek lazım" eskinin, bilinenin, kuralların, ilkelerin, buyrukların unutulması değil. Durduğumuz yere uygulanması, anlaşılması, hayata geçirilmesi ile alakalı.

Semazen oluş, Oluş'tan koparılırsa, Şems'i, Mevlana'yı yakalayan hakikati yakalama, ya da ona yakalanma arayışı kalmaz.

Anlam'a değil, ikonaya yüzümüzü çevirmiş oluruz.

Soru "bir ayrıntı olarak semazenlik" ise, cevap yaklaşık olarak bu, Efendim.