10 Nisan 2012 Salı

Ölüm Kavuşmadır!

Ölüm kavuşmadır.
Ölüm, hayatla sınanmanın sona ermesidir.

Ölümle gelen, sınavları başarmış olmanın sevinci değil, tüm sınanmaların içinden başarıyla çıkışın olmadığını kavramışlığın sınırlarından, sonluluğundan, çaresizliğinden ürkmeyi bırakmışlığın sevincidir.

Ölümü kavuşma gören için vaad edilmiş adalet yanlışının gösterilmesi, hatadan vazgeçebilme, yanlışını gizlememeyi kabulleniş kapısıdır.

Öbür dünya bir ihtiyaçtır da: Hesabını verebilme, kibirini kırabilme hesap sorma talebi değildir.

Hesap sormaktan vazgeçmiş, hesabını kendisine vermiş insanın adâlet duygusunu sınama, keyfi olmama dileğidir öbür dünya. Hesabını kendisine vermişlik hesabını vermişlik, muhasebe defterini kapatmışlık değildir.

İnsan yanlışsız, incitmeden, zarar vermeden yaşamış olunmayacağını bilmenin nemelâzımcılığı ile değil tevâzûsu ile beklentisizdir. Beklenti bir kesinleştirmişlik, güvence almışlık olarak anlaşılacaksa.

Rahmet, şevkât, affediliş tevâzûnun beklentisidir. Hep haklı ve hep doğru oluş iddiasında bulunmamış bir titizliğin, inceliğin, dikkat edişin insanî sınırlarda eylemiş ve yaşamış olarak kabul edilme dileğidir.

İnsanın adâlet duygusunun sınanması kendi talebi de olduğunda; adâlet talebi kendisi ile mutabakatı olmayanın hakkını gözetme ve önerilebilecek duruş olarak duruşunun muhakemesi olduğunda insan yeterince toplumsallaşmıştır. Bir insanın insan olma yolundaki başarısı ve başarısızlığı bir noktadan sonra insanlığın kendisi ile hesaplaşmasıdır da.

Bildiklerini öğretmiş olmak, insan yetiştirmek sadece ve sadece teskin edici, vicdân rahatlatıcıdır. Hakîkat gizlenemez. Aklın yolu birdir. Öğretemediklerimiz bulunacaktır. Öğrettiklerimizin hakîkatini bulmak yorumlayanın işidir. Yorumlayan bizim de sağlamamızı yapar. Bizi de geliştirir, hayatta olsak da olmasak da. Bir hakîkatin parçası olarak bizi. Yanlış yorum, anlaşılamama hakîkatin imtihanı değildir. Doğru yorumun da hakikatin kendisi olmadığı, bir gerçekliğin hakikati olduğundaki gibi.

Öğrenciler teselli eder. İrfan teselli edilmiş, korkuyu neyi kurtarıp neyi kurtaramayacağından çıkarmış bilgidir.

Korku, adil olmama kaygısına yöneldiğinde insanın teskin edilmişliği hayatının sahibi olma vehminden sorumluluğunun sorunlarına yol alır.

Korkusuzluk yoktur, teslim olmuşluk değildir, bir eksikliktir. Korku, kaygı, endişe kazanacağı veya kaybedeceğinden kurtulmuş bir hesaplaşmanın, bırakılacak mirasın kendisini gözden geçirmesindedir.