6 Mayıs 2012 Pazar

Ezber Hırkasının Dikişini Sök, Terbiye Edilmiş Keçeye Bürün! Karşında Olanın Derdinden Konuş!



"Doğu, kurumuş ırmağına bir dil ararken"
Enis Diker ("Kum Hep Kum")







Doğunun dili de gönlü de kayıp.

"Çağımızın Mevlânâları"na bakıyorum: Ne cihanşümûller, ne de karşılarında olanın dili gönüllerinde.

Kendi ızdıraplarından konuşuyorlar, düşmanlarının ızdıraplarından bile değil.

Doğu dilini bulacak: Olan'ı büyüterek değil, ufkunu büyütüp genişleterek.

Muhafazakârlığımız mazbut değil, kaptığını götürüyor, estetiksiz, başkasız, geçmişi ihalede.

Fütüvvet çekilince yeni solcular bile yetiştiremez oldu memleket.

Aydın yok, insan yok oluyor, dağın taşın, kurdun kuşun hakkı yeraltına veriliyor.

Çölleşen nehir yataklarından, deryalardan, ovalardan savrulan kum soframızda, yüzümüzde. Lokmamızda çıtırdayan kum.

Gün gelmiştir, artık, "yeni şeyler söylemek lâzım!". Eskisiz, geçmişsiz, geleceksiz; kendisi gibi olanlardan ibaret bir dünya kurmuşluklarda dilini yitirmişlikten değil; karşındakinin gönlünde gölgeleneni, yeşeremeyeni de ufkuna alarak, ufkunda açarak!